Geçen hafta yaşanan İliç Altın Madeni faciası sonrasında Muğla Su İnisiyatifi'nin çağrısı üzerine bugün Muğla'nın farklı ilçelerinden gelen yurttaşlar Muğla'ya Adliyesi'nde buluşarak felaketin sorumluları hakkında birlikte suç duyurusunda bulundular.
Muğla Adliyesi önünde yapılan basın açıklaması Muğla Su İnisiyatifi Eş Sözcüsü Serdar Denktaş tarafından okundu. Bu felakete yol verenlerin ağır bir insanlık ve ekokırım suçu işlediği ifade edilerek ülke genelinde yurttaşların buna sessiz kalmamaları ve bulundukları bölgelerdeki savcılıklara suç duyurusunda bulunmaları çağrısı yapıldı. Açıklamanın okunmasının ardından yurttaşlar savcılığa suç duyurusu dilekçelerini verdiler.
Basın açıklamasının metni aşağıdadır:
İliç Katliamının Sorumlularından Hesap Soruyoruz!
Erzincan, İliç, Çöpler altın madeninde yaşanan facia ile hem bir iş cinayeti hem de ekokırım suçu işlenmiştir. Sorumluları hakkında suç duyurusunda bulunuyoruz.
Başta İliç köylüleri olmak üzere çevre örgütlerinin, bilim insanlarının ve hukukçuların tüm girişim, uyarı ve raporlarına rağmen aşırı para kazanma hırsı ile bu suçlar işlenmiştir. Doğanın ve insanların yaşamını yok etmeyi göze alanlar, resmi rakamlara göre dokuz, ama gerçek sayılarını bilemediğimiz sayıda insanın atık yığınları altında kalmasına sebep olmuştur.
Yaşanan vahim olayın yok ettiği yaşamların yanında, Fırat’a ve yeraltı sularına, ekolojik varlıklara verdiği zarar da ortadadır. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'nın felaket yaşandıktan sonra aldığı lisans ve çevre izni iptali kararı da işlenen suçun artık üstünün örtülemediğini ve sorumlu kurumun da kendisi olduğunu açıkça ortaya koymaktadır. Ancak yapılan tüm uyarıları dikkate almayıp faaliyete izin vererek insanların ve doğanın katledilmesinden sonra verilen bu karar işlenen suçun üstünü örtemez, hafifletemez.
İliç'te yaşan bu felaketin önde gelen sorumluları, doğayı rant alanı olarak gören anlayışla hareket eden ve gözü kapalı 'ÇED Gerekli Değil' kararları veren devlet görevlileridir. Bu kez insan yaşamına da mal olan bu çok büyük doğa katliamının benzerleri ülke genelinde birçok yerde yaşanmaktadır. En yakın örnekler yüzölçümünün yüzde 65'i için maden ruhsatı verilen kendi bölgemiz Muğla'da yaşanmaktadır. Ormanları, kıyıları, sulak alanları, zeytinlikleri, tarım alanlarını, köylülerin yaşam alanlarını yok etmesi pahasına verilen maden, enerji, beton, turizm işletme ruhsatları ile her yanımız adeta yangın yerine dönüştürümektedir. Akbelen'e, Milas'a, Deştin'e, Gökova'ya, Ula'ya, Marmaris'e, Datça'ya, Bodrum'a, Fethiye'ye, Köyceğiz'e, Dalaman'a, Ortaca'ya, Yatağan'a baktığımızda her yerde aynı talancı, ekokırım suç makinesinin işlediğini görmekteyiz.
İliç katliamının sorumluları derhal görevden el çektirilmeli ve soruşturmalar hızla yürütülerek sorumlular cezalandırılmalıdır. Anagold'un çevre izninin ve lisansının iptali yeterli değildir, MAPEG tarafından ruhsatının da iptal edilmesi gerekir. Suçluluk bilinci ile TBMM'den geri çekilen, bu felaketlerin katlanarak artmasına yol açacak olan Maden Kanunu değişikliği tasarısı tamamen iptal edilmelidir. Doğayı ve emeği sömürerek ekolojik ve insani yıkım getiren kalkınma politikaları derhal terk edilmeli; tüm madencilik, enerji, orman, sanayi, ulaşım ve turizm sektörleri doğayla uyumlu hale getirilmelidir.
Basına ve Kamuoyuna saygıyla duyururuz,
Muğla Su İnisiyatifi