19 Mart 2025 Çarşamba

Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras'a ve Gazetecilere Yapılan Saldırıyı Kınıyoruz !

 


Tes-İş ve Maden İş sendikaları Muğla Şubeleri işçileri kömür tedarikinin zora girmesi nedeni ile Muğla'daki termik santrallerin kapanma aşamasına gelmesi üzerine  görüşmek için  buluştukları  Büyükşehir Belediye Bakanı Ahmet Aras’a baret fırlatma  biçiminde bir saldırı gerçekleştirmiş ve Ahmet Aras toplantıyı terk etmek zorunda kalmıştır. Olay sırasında kadın gazeteci Ümmü Gülsüm Dural'ın da boğazı sıkılmak suretiyle saldırıya uğramıştır. Bu saldırıları kınıyoruz.

Sendika yetkilileri Büyükşehir Belediye Başkanının saldırıya uğraması öncesinde  Muğla BŞB’ye raporlar sunmuş;  Muğla’da kömür sahalarında kömür üretimi yapılmadığını söyleyerek duruma müdahale  edilmesini istemiştir. BŞB Başkanı, konuşması sırasında sendikaların kendisine söylediklerini işverene de söylemeleri gerektiğini; Yatağan’da 500 işçinin işten atılmasının sorumlusu olmadığını belirtmiştir.  

Geçtiğimiz günlerde BŞB Yatağan-Turgut’ta yer alan yeraltı kömür madeninin ÇED olumlu kararının Muğla Büyükşehir Belediyesi’nin açtığı dava sonucunda iptal edilmişti. Yeraltı kömür ocağı, Çevre Şehircilik ve  İklim Değişikliği Bakanlığı'nın verdiği ÇED olumlu kararına karşı, biri Muğlalı yurttaşlar tarafından olmak üzere üç dava açılmış ve bu davalar davacılar lehine sonuçlanmıştır. Danıştay’ın bu davada ikinci kez karar vermesiyle Yatağan  Termik Santralinde kullanılacak kömürün çıkarılması imkansız hale gelmiştir.

Bu yargı kararından çok önce, 1994 yılında Muğla'daki üç termik santral için yurttaşların açtığı dava sonucunda çevreye verdiği zarar nedeni ile zaten kapatma kararı verilmiş, 2005 yılında bu karar Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi tarafından onaylanmıştır.  Ancak yargı kararlarına rağmen bu santraller faaliyetlerine devam ediyorlar.   Bunun yanı sıra, Devlet Su İşleri’nin yasadışı faaliyet gösteren bu santrallere su tahsisini iptal etmesi için Muğla Su İnisiyatifi öncülüğünde Muğlalıların açtığı davanın da devam ettiğini belirtmek isteriz. 

Adı geçen  sendikalar ve termik santral işletmecileri hukuksuz faaliyetlerini çok iyi bilmelerine  rağmen, şimdi bir kez daha hukukun tanınmamasını, yargı kararına rağmen kömür sahalarının genişletilmesini talep ediyorlar.  Yıllardır faaliyetlerini Anayasaya ve yasalara aykırı olarak sürdüren işveren ve sendikalar, sanki kendilerine hukuksuz davranılıyormuş da bu yüzden şimdi işçilerin işten çıkarılması gündeme gelmiş gibi davranıyorlar.

Sendikaların yapması gereken, durumu işverene anlatıp, işçileri mağdur etmeyecek önlemlerin alınmasını sağlamaktır. Bu sorumluluk öncelikle termik santral işletmecisinindir ve santral işçilerini sahip olduğu diğer şirketlerde istihdam edebilir. Diğer yandan, iklim değişikliğinin baş sorumlusu olan termik santrallerin kapatılması uluslararası sözleşmeler gereğidir ve kapatma sürecinde santrallerde ve kömür tedarikinde çalışan işçilerinin mağdur edilmemesi için  bir adil geçiş sürecinin işletilmesi  merkezi hükümetin görevidir. Bu görev yerine getirilirken termik santrallere halkın vergileriyle oluşmuş bütçe kaynakları aktarılmamalıdır.

Muğla Su İnisiyatifi olarak, merkezi iktidarın tarım arazilerini, ormanları, biyolojik çeşitliliği, su havzalarını yok eden; toprağı, suyu, havayı zehirleyen, yaşam hakkı olan suyu yaşamı katleden  tesislere tahsis eden, iklimi değiştiren bu politikalardan vazgeçmesini; anayasal hukuk devleti gereği yargı kararlarını uygulamasını talep ediyoruz. Bu anlamda Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras'ın halkın talebi olan 'Kömürsüz Muğla' için  yapacağı her türlü idari ve hukuki girişimi desteklediğimizi kamuoyuna saygı ile duyururuz.

Muğla Su İnisiyatifi

Ekrem İmamoğlu’na Gözaltı Anayasa’nın Hiçe Sayılmasıdır


İstanbul Büyükşehir  Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun üniversite diplomasının iptali sonrasında gözaltına alınması ve sonrasındaki iktidar uygulamaları kabul edilebilir  değildir. İmamoğlu’yla birlikte diploması  iptal edilenler arasında Sorbonne Üniversitesi’nde doktora yapmış bir profesör de yer almaktadır. 

Anayasa’da yer alan masumiyet karinesi, toplantı yürüyüş dahil bütün hakları ihlal eden iktidar uygulamasını protesto ediyoruz. İlk kez olmayan kararın hukukçu sayılanlar tarafından verilmesi vahim bir gelişmeye işaret etmektedir.

Kamuoyuna duyuruyoruz.

Muğla Su İnisiyatifi


10 Mart 2025 Pazartesi

Bakanlık Kızılbük’te ÇED Olumlu Kararından Vazgeçmelidir!


Marmaris-Kızılbük’te Sinpaş tarafından sürdürülen inşaat, ruhsatının iptal edilmesine rağmen devam ediyor. Muğla Valiliği Çevre Şehircilik İl Müdürlüğü’nün ve Marmaris Kaymakamlığı’nın  Marmaris Belediyesi’ne kaçak ve ruhsatsız inşaatın gereğinin yapılması yazısına karşın baştan itibaren kanuna aykırı ve hukuksuz olan inşaat hızla ilerliyor.

Kızılbük’te 1980’li yıllarda başlayan inşaat Sinpaş tarafından,  hukuka  aykırı olarak tamamlanmak, genişletilmek isteniyor. Sorun 2021’de Muğla Valiliği’nin Çevresel Etki Değerlendirmesi gerekli değildir kararıyla başlıyor. Marmarisli yurttaşların açtığı davaya  Muğla’dan ve Türkiye’nin her yanından kurumlar da müdahil oldu. Bu davada verilen, Danıştay tarafından da onanarak kesinleşen kararda yer verilen bilirkişi raporunda Sinpaş ve iştiraki Kızılbük GYO A. Ş’nin çevreye zarar veren eylemlerine devam ettiği belirtilmiştir. 

Bu karar üzerine şimdi belediyelere yazı yazan Çevre Şehircilik İklim Değişikliği İl Müdürlüğü’nün  bağlı olduğu  ÇŞİD Bakanlığınca ÇED süreci işletilmiş, Halkın Katılımı Toplantısı’nın yapılmamasına rağmen, “halk görüş bildirmek istemedi” diye tutanak tutulmuş,  ÇED olumlu kararı verilmiştir. Halkın doğaya ve ekosistemlere zarar veren bir projeyi istemediği açıktır.

Bu kararın Marmarisli yurttaşlar ve Muğla Büyükşehir Belediyesi tarafından dava edilmesi üzerine Muğla İdare Mahkemesi’nce davanın reddine karar verilmiştir. Bu red kararı Danıştay tarafından bozulmuş, 15 Kasım 2024’te bozmaya uyularak ikinci keşif yapılmıştır.  Kanun’da azami sürenin  3 ay olduğu belirtilmesine karşılık, tam 4 aydır bilirkişi raporu düzenlenmemiştir; bir an önce bilirkişi raporu düzenlenmelidir. Önceki davada doğaya, ekosistemlere zarar verdiği mahkeme kararına geçmiş ve Danıştayca  onanmış  olan kararda yer alan bilirkişi raporuna uygun şekilde yürütmenin durdurulmasına ve davanın kabulüne, işlemin iptaline karar verilmelidir.

Muğla Su İnisiyatifi olarak dün Marmaris Belediyesi’nce kaçak inşaatı yıkmaya dair  karar  alınarak   gereğinin yapılmasına davet etmiş; sermayenin yararına, doğanın aleyhine yürüyen inşaata artık tahammülümüzün kalmadığını belirtmiştik.    

Bugün de Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'nı doğanın, ekosistemlerin korunması için Kızılbük için verdiği ÇED olumlu kararındaki ısrarından vaz geçmeye çağırıyoruz.

Kamuoyuna ve basına saygı ile duyuruyoruz.

Muğla Su İnisiyatifi


8 Mart 2025 Cumartesi

Marmaris Belediyesini göreve davet ediyoruz : Kızılbük'te mühürlenen inşaatlar için yıkım sürecini derhal başlatın!

Marmaris Milli Parkı sınırları içinde Türkiye'nin en önemli doğa alanlarından biris olan Kızılbük'te Sinpaş GYO tarafından inşa edilen Kızılbük Resort Otel ve Devremülk Projesi, tüm yargı kararlarına ve Marmaris Belediyesi tarafından inşaat ruhsatlarının iptal edilmesine  karşın büyük bir hızla  devam etmektedir.

Yargı kararlarını yok sayarak sürdürülen bu faaliyet nedeni ile eşsiz orman ve kıyı ekosistemleri, biyolojik çeşitlilik ve su varlıkları yok edilmektedir. Ülkemizde yaşanan en büyük ekokırım suçlarından birisine izin verilmektedir. 

Marmaris Belediyesi, adı geçen işletme hakkında bu faaliyetleri nedeni ile para cezaları keserek inşaat  ruhsatlarını iptal etmiş olmasına oluşan  karşın söz konusu inşaatlar için henüz yıkım kararı almadığı anlaşılmaktadır. Böylesine büyük bir ekolojik yıkım gece gündüz sürdürülürken Marmaris Belediyesinin yıkım kararını uygulamaya almaması kabul edilemez. 

3194 Sayılı İmar Kanununun 32. Maddesinde Büyükşehir Belediyesi olan yerlerde,  ilçe belediye sınırları içerisinde kalan bir inşaatla ilgili proje onayı, ruhsat verilmesi, ruhsatsız veya ruhsat ve eklerine aykırı bir inşaatın mühürlenerek durdurulması, ruhsat iptali ve yıkma kararı verilmesi gibi işlemleri tesis etmek görev ve yetkisini o ilçe belediyesine aittir.

Doğanın sermaye tarafından talan edilmesine tahammülümüz kalmamıştır. Muğla Su İnisiyatifi olarak Marmaris Belediye Yönetimini yasayla verilen  görev ve yetkilerini kullanarak mühürlenen inşaatlar hakkında derhal yıkım kararı alarak yıkım sürecini biran önce başlatmaya davet ediyoruz. 

Bu arada söz konusu yıkım projesi için Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından verilen 'Çed olumlu' kararının Danıştay tarafından bozulması sonrasında şirket tarafından yeniden Bakanlıktan çed olumlu kararı alınmaya çalışıldığını dikkate alarak  yeniden bir kez daha yargı süreci başlamıştır. Devam eden ekolojik yıkımın boyutlarını ve toplumda oluşan Bakanlığın önüne çed onayı için gelmiştir. Bakanlığı da toplumdmahkeme ve bilirkişi kararlarını, toplumda dikkate alarak bu yıkım sürecini durdurararak bu konunun kmauoyu gündeminden çıkartmaya davet ediyoruz.

Kamuoyuna saygı ile duyurulur.

Muğla Su İnisiyatifi

BATI AKDENİZ HAVZASI, BÜYÜKMENDERES HAVZASI, KUZEY EGE HAVZASI SU TAHSİSİ PLANLARI DEĞERLENDİRMESİ

4 Haziran 2025 tarihli Resmi Gazete’de Cumhurbaşkanı kararnamesi ile Batı Akdeniz su eylem planı yayımlandı. Batı Akdeniz Eylem Planı ve ayn...